Direksiyonsuz Minibüsler 2026’da Şehre İniyor!
Lyft, Benteler’in Holon marka elektrikli araçlarıyla ABD’de şehir ve havaalanı trafiğini otonom servislerle yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor.

Yolcu taşımacılığında direksiyonlu araçlar yerini yavaş yavaş algoritmalara bırakırken, Lyft 2026’da başlayacak yeni bir adımı şimdiden duyurdu. Benteler Group’un Holon markasıyla geliştirilen, tamamen sürücüsüz çalışan elektrikli shuttle araçlar, Lyft’in ABD genelindeki ağlarına entegre edilecek. İç tasarımı hem oturan hem ayakta yolcuları kapsayacak şekilde düzenlenen bu taşıtlar, geleneksel minibüs algısını da değiştiriyor.
Holon Urban: Direksiyon Yok, Ön Cam Yok, Sınır Yok
Holon araçları, klasik bir otomobil gibi görünmüyor. İç tasarımda sürücüye ayrılmış herhangi bir alan bulunmuyor. Yolcular birbirlerine bakacak şekilde konumlandırılmış koltuklarla çevrili bir alanla karşılaşıyor. Sadece 60 km/saat hıza ulaşan bu araçlar, kısa mesafeli şehir içi taşımacılığa özel olarak optimize edilmiş. Seviye 4 otonomiye ulaşan Holon Urban, karmaşık trafik senaryolarını insan müdahalesi olmaksızın yönetebilecek donanıma sahip. Kamera, radar ve lidar sistemleriyle donatılan araçlar, MobilEye destekli sürüş teknolojisini temel alıyor.
Benteler, sadece üretici olarak değil, aynı zamanda araç sahipliği ve finansman tarafında da devrede olacak. Lyft’e bu araçları sağlamakla kalmayıp, bakım ve filo yönetimini de üstlenmesi bekleniyor. Bu sayede Lyft, yüzlerce değil binlerce otonom aracı aynı anda devreye alabilecek kapasiteye ulaşmayı hedefliyor.
Uber’in Atakları: Robotaksi Cephesinde Büyüyen Rekabet
Lyft’in planları dikkat çekici olsa da, Uber cephesinde daha agresif hamleler gözlemleniyor. Lucid Motors ve Nuro iş birliğiyle geliştirilen otonom SUV’lar, 2026’dan itibaren Uber’in filosuna katılacak. Hedeflenen sayı, tam 20 bin araç. Her biri tamamen elektrikli olan bu modeller, gelişmiş sensör sistemleriyle donatılmış durumda. Uber, sadece ABD’de değil, dünya genelinde en az 15 şehirde robotaksi hizmeti sunmayı planlıyor. Şirketin Waymo ve WeRide gibi diğer AV firmalarıyla sürdürdüğü ortaklıklar da bu yayılımın temel taşlarından biri.
Yaya Değil, Yolcu Odaklı Bir Gelecek
Holon Urban’ın iç tasarımı sadece mühendislik tercihi değil; aynı zamanda yeni bir yolculuk kültürünün işareti. Ayakta yolcu kabul etmesi, onu bir taksi değil bir toplu taşıma aracına dönüştürüyor. Lyft’in bu yaklaşımı, bireysel yolcu taşımacılığından çok, şehir içi kısa mesafe lojistiğine çözüm sunmayı amaçlıyor. Özellikle havaalanı bağlantıları gibi sabit hatlarda bu tip araçların yaygınlaşması bekleniyor.
İki Rakip, İki Yol
Lyft’in planı sistematik ve altyapıya entegre bir dönüşüm sunarken, Uber daha çok ölçek ve yaygınlık üzerinden ilerliyor. Lyft’in düşük hızlı ama yüksek kapasiteli araçları, yoğun şehir merkezlerinde sabit rotalara uygunken; Uber’in yüksek hızlı, uzun menzilli robotaksileri daha esnek ve bireysel kullanım odaklı. Bu farklar iki şirketin şehir ulaşımına bakışındaki temel ayrımı da ortaya koyuyor.
Lojistik, Tasarım ve Teknoloji Aynı Potada
Holon’un üretimi Florida’da yapılacak. Benteler, yılda 5.000 araç kapasitesine ulaşmayı hedefliyor ve 2027’ye kadar bu alanda 150 kişilik bir ekip istihdam edecek. Bu kapasite, Lyft’in sadece kısa vadeli değil uzun vadeli bir filo stratejisine de işaret ediyor. Bu üretim ölçeği, Lyft’in otonom sistemlere geçişte sabit rotalı ulaşımda büyük oyunculardan biri haline gelmesini sağlayabilir.
Uber ve Lyft’in otonom taşıma çözümleri farklı teknolojik araçlar kullansa da ortak hedefe yönelmiş durumda: Direksiyonu algoritmalara teslim edip yolculuğu insandan bağımsız hale getirmek. Lyft, Holon ortaklığıyla bu süreci bir ulaşım sistemine; Uber ise onu bir hizmet platformuna dönüştürme yolunda ilerliyor.